giÇİŞler

Sıcak bir Temmuz günü,
Yolculuğa çıkılacak her sabah,
Güzel sabahtır.

O sabahlarda uykusuzluk,sigarasızlık,
Ve hatta parasızlık unutulur.
Başka yerlerin hayalleriyle kalp daha usturuplu,
Daha yerli yerinde atar.

Bulutlar dağılır,
Tanrılar o günlük kaderini es geçer,
Muhtelif yerlerin hava durumlarını.

Gidişler,
Her ne sebepten ötürü olursa olsun,
Keyiflidir.

Gölge bir ağaç kavuğunu,
Veya
Eşini bulamayacağını düşündüğün bir sevgiliyi terk etmek,
Hatta (belki) hayattan gidiş,
İnsanın damağında tuhaf bir tat bırakır.

Her gidiş bir başlangıçtır
Ve
Kuşkusuz başka gidişlere yol açacaktır.

İnsani her telaş,gereklilik,
Birer figüran haline dönüşür,
Olduğu gibi olandan farklı bir hayat olduğunu kanıtlar.

Çiş,
Bu hislerin arasında en alengirli olan meseledir.
Tamam doğaldır,
İçersin,işersin
(Belki arada kusarsın)

Sonra,yine içersin ve yine işersin.
Fakat arkadaşlarla oynanan,
Tüm kuralları incelikle uygulanan bir saklambaç oyununda,
Kendince görünmez olduğun mabedinde,
Kendince,kendine dönünce,
Yakalanma ve saklanma hisleri arasında gelen çiş,
Herhangi bir sıvı tüketiminden kaynaklı değildir.

Boşaltım sisteminin mutluluk hislerinin tesirinde kaldığına en büyük işarettir,
Tam aksine.

Sıcak Temmuz geceleri çok çıkmaz karşımıza,
Değerini bilmeli.
Gitmeyi göze aldıktan sonra kalmak,
Ağır kanamalı bir bıçak yarasıyla,
Su kaydıraklarından kaymayı hayal etmek gibidir.

Gidebiliyorken gidelim,
Çişebiliyorken çişelim.

Güzel zamanları,
Günlük ihtiyaçları kenara attık mı,
Tanrılar da bize yardımcı olacaktır elbet,
Yoksa başımızda işleri ne?