Sanrı

Öyle birden bakma uzaklara,
Gözüne perdeler indirme,
Tamam yakınlarda güzellikler yok,
Yüzün yok,kokun yok,
Bu benim de meselem.

Masadaki herhangi bir şeye dikilip de,
Kötü şeyler getirme aklına,
Bir olursak başarmak değil,
Çabalamak daha bir yapacak bizi.

Sen her üzüldüğünde kapılarımı kırarcasına çalıyor hasret,
Ağladığında eşşek sudan gelircesine dayak yemiş uyanıyorum,
Aklıma düştüğünde,
(En çok da yüzün düşer)
Beyoğlu'nda bir mekan kapanıyor iflastan,
Esnafın bize ihtiyacı var,
Öğleden sonraları içtiğimiz sidikli biralar,
Sadece bizi mi ayakta tutuyor sanıyorsun?

Öyle kulağının arkasına doğru atma saçlarını,
Kötü şeyler anlatacak gibi,
Kaybetme korkusundan sebep ne yaptımsa,
Bir tık daha saydamlaştın karşımda,
Silikleştin.

Vapurun en arkasında ayaklarını uzatıp da,
Dalgalara şikayet etme beni,
Onlar hologram misali bir köpürür sonra ayak uydururlar denizin düzenine,
Derdini bana aç,
Derdin benimdir.

Sen her saçını kestirdiğinde bunalım iyi bir alternatif gibi geliyor,
Pes etmek,
Esenlik.
Aklıma her düştüğünde,
(En çok da kokun düşer)
Zincirleme kazalar oluyor kaldırımlarda,
Sürücülerin bize ihtiyacı var,
Kırmızı ışıkta geçtiğimiz yollar,
Sadece bizi mi hayatta tutuyor sanıyorsun?

Yorumlar

Popüler Yayınlar