O His

Şimdi o kanunen yarattığın hisleri bir kenara bırak,
Kendi kitabını aç,
Ve dönüştürmeye başla her şeyin tepe taklak olduğu yerden.

Sorunu sorunlara sora sora,
Dertlerini sıra sıra ara,
Bul.

Yok etmesen de göm Garipçe'de bir mağaraya,
Seni yok etmesinler,
Çekip götürmesinler diye,

Sebeplerin her zaman tatmin edici sonuçları yoktur çünkü,
Bazı organlar acımasızdır,
Beyin gibi.

Kalbinin tam orta yerinden vurulmalar değildir mesele,
Vurulursun bu normal,
Saklanırsın,ıslanırsın,aldanırsın,
Sonra dönersin o mağaraya,
Dertlerini sıra sıra sıralarsın önüne,
Hesap sorarsın.

Dertler artık başkalarına derman olmanın,
Mağaralarda çiftleşecek hayaller bulmanın peşindedir.

Senin dertlerin sana yabancı oldu mu,
Başka da kimse anlamaz seni,
Ağlamayı diyorum,
O hissi bildin mi?

Gözleri kör bir kuyu için taş atanlar değil,
Taşın ağırlığıdır asıl mesele,
Yaralanmaktır,
Kurtulmaktır dinginlikten.
Kanunen yaşanan bir şeyi terk edip,
Işıkları çiçek zannederek üzerine konmaktır.

Aşk,
Bir şeyleri bilip bilip de,
Kör bir kuyuda çekingen mağaraları arzulamaktır.

Aşk,
Dikkatsizce çiğnenen bir sakızın ambalajında,
Geleceği aramaktır.

Ve son olarak aşk,
Kanunen yarattığın hisleri bir kenara bırakıp,
Kendi kitabında tepe taklak olduğun yeri,
Tekrar tekrar okuyup,
Ağlamaktır.

O hissi bildin mi?

Yorumlar

Popüler Yayınlar