İyi Ki Doğdun

Taksim'in herhangi bir sokağına yapılan yürüyüşlerden biri değildi bu,
Kader yürüyüşüydü,
Yaşam yürüyüşü.
Kalbimi bıraksam bedenimden ayrı gitmezdi o an,
Ayaklarım hızına yetmezdi.
Kendinden emin,yorgun gözlerinle karşılaştığımda,
Son bir kez arkama bakmak geldi içimden,
Bu gözlerden sonra ben hayata aynı bakamam.
Salınarak yürüyüşünden belli,
Bir miktar sarhoşsun,
Ya da anlayacaktım,yere temas etmeden yürüyorsun.
Şimdiden sonrası hep geçmiş zaman,
Önemli gün ve haftalardan arta kalan,
Kısa bir mesaj veya soğuk bir telefonla yapabilirdim bunu,
Böylesi nasipmiş.
Kızdığında ellerinin istemsiz hareketleri,
Kulaklarımı kapasam o anda,
Benim için dünyaları verirsin,
Açtım,
"Allah belanı versin."
Verdi çirkin.
Saçlarını at kuyruğu yaptığında,
Bilirdim ki mutlusun,
Benimlesin bir süre daha rahatız,
Hayat çarpmayacak bize döner kavşaklarda.
Buluşmalarımızdan önce uzaktan izlerdim seni,
Uzun bacakların hangi vücudu taşıdığından haberdar,
Keskin.
Gözlerin öyle uzak uzak bakardı ki,
Derdim acaba şuan benim kadar heyecanlı mıdır?
Seni çok özledim,
Hakkım da var.
Gün gün esirgedin kendini benden,
Geri gelmeyecek anıların fotokopilerini çektim aklıma her düştüğünde,
Mutluluklar dilerim.
Kimleysen nerdeysen aklında ben yoksam sarhoşsan,
Mutluluklar.
Yolun düşerse,
Beni bu esaretten kurtar.

Yorumlar

Popüler Yayınlar