34 TRK 20 (Ya da kızgın bir taksici)
Bir üstü akşamın
Normal akışından uzak
Rüzgar üzerimize esiyor
Flörtöz bakışlarıyla bir tek bizi kesiyor
Şimdi son hatırlandığım yerdeyim
Yüzümü kokumu bu sokakta bıraktım
Bu evde düzelttim çarşafları
Astım, yıkadım
Üstüne bin yağmur yağdı
Utanma bak bunlar insani şeyler
Nefret sürseydi şanslıydık
Bir süre de yıprandık
Çalkalandık
Şimdi sıcak su koyunca dandik resimler çıkan
Kırık kulplu kahve fincanlarındayız
Tek tek nefesler dolaştı
Çıt çıkmayan ilişkilerden
Ümit kesilmezmiş
Buzdolabı eskiydi
Biraz aksilik çıkardı sessizliğe
Gözler birbirine hoşçakal dedi
Eller sabitken tokalaştı
Saçlar okşandı
Dudaklar kıpırtısız
İki tarafta sıradan bir günü yaşıyordu
Sanki ilk günleri gibi
Canım cicim ayları
Kavgasız geçen sabahları
Sonrası herkesin malumu
Haydi arabayı devredicem diyen taksici
Kapı önünde hıçkırıklı vedalaşma
Giden taksi
Arkasından bakakalma
Ev şimdi bambaşka
Sesler yüksek
Televizyondan ses
Masaya çarpan serçe parmaktan ses
Sessizlikten dahi ses
Başka bir bakış açısı katıyor ortama
Bunu yaşayan üçüncü bir kişi
Nasıl özetlerdi acaba
Kapıyla birlikte ufak bir sıçrama
Şimdi eve bir de kapıcının gözünden bakıyorum:
İki numarada gençler vardı bakıştılar uzun
Flörtöz bir rüzgar vardı (burayı ben uydurdum)
Çöp vardı vermediler
Sonra da çıkıp gittiler
Röntgenci pezevenk.
Yorumlar
Yorum Gönder