Muzurluklu Huzur

Egonun altını kıs konuşacaklarımız var.
Pişmiş aşa su katar gibi olmasa da,
Tadımız kaçık,
Kanımız hepten bozuk.

Belki baştan yenik başladık bazılarına,
Bak neye başladık onu dahi bilmiyorum.
İnatkar bir üstün çıkma isteği,
Yada haklı bir son bulma çabasıyla mı sevdik birbirimizi?

Aslında adımların çok güzeldi,
Tertemiz, sessiz.
İşte kadın adımlarındaki ahenk,
Bilekte bir hal hal,
Yeni moda diye çingenelerden hallice bir makyaj,
Ve mahallenin bıçkın delikanlısı kombini,
Bıraksam kelebeği takar o derece deli.

Aklında yine bir muzurluk, huzursuzluk var.
Bunun ortama yansımasıysa derin sessizlikler oluyor,
En iyisi susmak.

Yenik başlangıçlara absürt diyalogları katabiliriz bak,
Hoşnut el ele yürüyüşlerimizde havanın bulutlanışını fark etmeyişimizi,
Sıcak poğaçayı çıplak elle yiyişimizi katabiliriz.
(Mideye de oturmuştu, fena olmuştu.)

Bunlar bir ilişkiye minimum katkı veren küçük nüanslar,
Bunlar tamamen okey.
Bende kalan anılarını gidince silmenin kolay yollarını arayarak,
Gelecek zamanın rivayetlerine takılarak tüketmeyelim zamanımızı.

Onlara bunlara benzemeyelim derken,
Ebesinin amına benzemeyelim.
Büyük laflar etmek boşuna bak bunlar sırf hava civa,
Ne demiş filozof,
Gecenin en karanlık anı...
Bak hala.

Yorumlar

Popüler Yayınlar